İman insanın ayrılmazıdır…
Yazı ile başlayan tarih kısmında yaratıcıya yakın gördüğü kişiye imam etmiş ürettiğini getirip, tapınak depolarına bırakmış, oradan paylaşımı onun yapmasına razı olmuş, din adamlarının asker niteliği kazanması ile de kişi hak ve hürriyetleri nin sınırları eksilmiş ya da genişlemişdir.
Sosyolojik gelişimleri hukuki gelişmeleri, hukuki gelişmeler de egemen gücün tutum ve davranışları ile eşgüdüm seklinde ve bazende birbirini zorlayarak günümüz şartlarını oluşturmuştur..
Hukukçu sitelerine girişlerimiz de bile adalete olan inançsızlığı bizzat gözlemliyoruz..
Medya organlarında sanatçı kişilikleri tanınan kimselerin, eleştiri niyetli görüş beyanlarının cezai ve hukuki sonuçlarını herkes biliyor..
Facebook da geliştirilen eleştiri söylemlerin de Acılan en son dava sayısı, 7000 ler di. Şu anda bıraktım izlemeyi..
Siyasi parti liderleri veya meclis ko nuşmaların da millet vekillerine acılan maddi ve manevi tazminat davaları giderek insanların suskunlaşmasına yol açıyor..
Huzurlu bir toplum gibi görünmek güzel bir şey olsa da sessizliğe dayalı huzur görüntüsü korku kaynaklı ise yöneticilerimiz için bir Veri kaynagı yok olmuş demektir…
Aldatılmış yöneticiler etraflarında ki yağdanlık ve zincirleme diğer yagdanlıklar dan mütevellit sandıkları dünyanın huzur dolu olduğu inancına kapılabilirler..Ama bu inanc sadece sahip olunan saadet zinciri deki baklaların kopmaması için gösterilen özen gereğidir..
Sapmaz ve şaşmaz şekilde doğru ve adil olmak yöneticilerin erdemidir. Ve kalıcılığı sağlar..
Toplum önünde küfürlü cümleleri söylemek komiklik ve sanatçılık değildir. Ama Metin Akpınar kabare tarzı tiyatrolar, belden aşağı imalı cümleler ve bunların ilk kasede alınarak yaygın şekilde evlere ve otomobillere girmesini gerçekleştirmenin kaymağını yiyerek sanatçı sıfatını kazandılar.. Aslında aynı yöntemleri kullansalar İngiltere de bir sinema filmi bile cevirtmezler..
Ama Türkiye de insanları radikalleştirmeyi görev kabul etmiş bir kanal da demokrasi tanımını yaparken maksadını aşmış ve ima yolu ile 16 yıldır seçimleri kazanan bir parti liderine örtülü de olsa hakaret etmiştir..
Sorun bu şahısların eleştiri yapıp yapmadığı değil suç teşkil etse bile yargı olarak, görevini yerine getirmek zorunda olan Savcılığın, suçun magduru olma ihtimali olan kişinin toplum önünde verdiği emri yerine getirmek için harekete geçmeleridir..
Cumhırbaskanı seçim konuşmalarında ve seçmen iknasında hukukun tesis edileceğini vaad etmişdi.. Bu vaadini gerçekleştirmek istiyorsa toplum önünde bagımsız yargıya emir ve talimat dağıtarak değil avukatlarına vereceği talimatı ile oluşturulan Dilekçe ye göre suç takibi yapacaktır..
Hukuk devletinde imanımız gereği adaleti mahkemeyi kübraya bırakırız.. İşimiz DE Allaha kaldı demektir.. Hukuk ve demokrasi konusunda SİYASİ SÖYLEM GELİŞTİRMESİNE DE GEREK YOKTUR.