Delil konusun tanıtan tanımlayan ögretmen cümleleri Yargıtay İçtihadı dan alarak konuyu işledik..
“…. Hakim bu güne dayanarak dünü öğrenir. Dün hakkındaki şüphesini deliller sayesinde yener. Şüphenin yenilmesi ile şüphe yerini belirliliğe terk eder.
Delillerin gösterdiği objektif bakımından bir (ihtimal)dir. Buna rağmen ihtimal belli bir dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır. Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispata aranan belirlilik ortaya çıkar. Her olayda lehe ve aleyhe delil vardır.
Kanaati meydana getiren delillerin tek tek değerlendirilişi kadar hep birlikte değerlendirilmesi de mümkündür. Deliller bütünlük teşkil ediyorsa bir bütünün birbiri ile uyuşan birbirini tamamlayan parçaları ise bu hakiki delildir. İspat konusu hüküm verme gerçeğinin bir parçası olan olay hakkında hüküm vermektir.
Gerçekten Hakim geçmişte ne olduğunu nasıl olduğunu bilmeye mecburdur. Elindeki imkan (bugün)dür.
Bu günden maksat da, bu gün var olan ve varlığı duygularımızla öğrendiğimiz şeylerdir. İşte “delil” budur.
Delillerin bu günkü akılcı anlayışına göre Hakimin (kanaati) ispat edilmesi istenen olayların tahlili bir tetkiki ile lehe ve aleyhe bütün şartları tenkidi ile değerlendirmesinin mahsulü olacaktır. İspat edilmesi gereken şüpheli olandır. Delillerden biri de tanıktır. Tanık taraflardan olmayan fakat olayın tanığı olmuş bir kişinin o olay hakkında beş duyusu ile edindiği sübut konusunda karar verecek mahkeme ve/veya Hakim huzurunda tanıklık yapanın sözlü beyanıdır. Sanık dışında herkes bu konumda ele alınabileceği dikkate alınarak değerlendirme yapılacağı bir muhakkaktır.
Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak ta deliller eşdeğerdedir. Bu nedenle deliller yeterince araştırılmamış veya soruşturma eksik ise bu hususlar giderilmelidir. Soruşturma evresinde toplanmamış delilleri mahkemenin toplaması gerekir. Hakimin sanık lehine ve aleyhine olan delilleri araştırıp; tam bir inanışla özgürce değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşması gerekir. Maddi gerçeğin olayın bir bütünü veya parçasını temsil eden kanıtlardan ortaya çıkarılması gerekir. Bir takım varsayımlara dayanılarak karar verilmesi ceza muhakemesinin amacına kesinlikle aykırıdır. İhtimale binaen karar verilemez Şüphelinin eylem ve/veya eylemlerin bir suç olup olmadığı belirlenmesi için önce suç teşkil eden bir haksız fiilin işlenip işlenmediğinin sorunu çözülerek başlanır. Bu da iddia ve iddia ile bağlı kanıtlar ve savunmanın değerlendirilmesi ile cevaplanacaktır. O halde, olayın varsa mağduru ve/veya tanığı gaip, vefat etmiş, adresi meçhul veya ulaşılamaz olduğu saptanmadıkça mutlaka mahkeme huzurunda ifadesinin alınması gerekir…. ”
Delil göstermenin ve delilden vazgeçmenin şartları vardır..
Hukuk ve ceza davaları açısından anlam ve anlamlandırılmaları farklıdır..
Hmk da ispat ve deliller adlı başlık da bu konu gülüm altına alınmıştır..
Hmk 187 de ispat ve delil hususu özellikleri ile gösterilmiştir.
Madde 187- (1) İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.
Delilden vazgeçme
Madde 196- (1) Delil gösteren taraf, karşı tarafın izni olmadıkça, o delile dayanmaktan vazgeçemez.
Yasadışı yollardan elde edilmiş delilin karar a esas edecek sekilde ele alınmayacağı yine HMK da belirtilmiştir..