Final yaklaşıyor.Açıkçası turnuvanın bir avrupa şampiyonasına dönüştüğü eleştirilerine katılıyorum.Fakat Nasıl olmasın? Avrupanın futbol endüstrisindeki yeri ve ekonomik anlamda ne kadar uzak ara önde olduğunu söylemeye gerek yok.Bu koşullarda en ağır kramponlar avrupada top koşturuyor.
Bu yazımı hazırladığım saatlerde Cristiano Ronaldo’nun Juventus transferi haberleri spor camiasında son dakika olarak geçti.Bütçeler Türkiye’de telaffuz bile edilemeyecek düzeyde.Düşünün ki premier Lige yeni çıkmış Fulham.Middlesbrough gibi takımlar ayakbastı parası olarak 170 Milyon sterlin (190M Euro) alacak.Futbol Dünyasının ekonomık anlamda değerlendırmesını yakında ele alacağız şimdilik dünya kupası heyecanına dönelim.
Finalin Adı Konuyor
Daha önceki yazılarımızı takip eden okurlarımız bilecektir çok isabetli paylaşımlarla yarı finale ulaştık.Yine hem gönlümüzden hem mantığımızdan dökülenleri paylaşalım.
Fransa – Belçika
Bu eşleşmede Favorim yok.Çünkü kupayı kaldırmasını istediğim Belçika fakat en az onlar kadar harika bir jenerasyon yetiştiren Fransa karşı karşıya.Bir önceki eşleşmelerde Belçika gönlümden geçen takım ve umuyorum gelecekler fakat doğal favori Brezılya demıs ve Şu detayı hatırlatmıstım Tite, Jesus konusunda daha fazla ısrar ederse maalesef takımına çok zarar verecek demiştim.Neymar konusunda büyük beklentilere girenlerle alaklı olarak Coutinhoya Güvenmenin daha doğru olacağını düşündüm.Sonuçta Brezılya adına hatırlanan isin Coutinho oldu.
Fakat Belçika eşleşmesinde Martinez’in gerçek bir taktiksel zeka ortaya koydugunu soylemelıyız.Fellaini hamlesi ve oyun içindeki akışa müdahaleleri tam bir turnuva hocasından beklenecek hareketlerdi.”Oyunculrımın gözlerindeki başarı hırsını gördüm” takımın ne kadar bu kuaya asılacaklarının işareti.Muhtemeldir ki buradan çıkacak takım kupanın sahibi olacaktır.
Hırvatistan – İngiltere
Bu eşleşme için yorum yapmak kolay değil fakat Hırvatistan’ın ortaya koyduğu azim takdire şayan.Tüm aksiliklere,sakatlıklara ve oyuncu değişimindeki aksaklığa rağmen penaltılarda Rusya’yı elediler.Fakat sunu hatırlamak gerek ; eğer Hırvatlar çeyrek finaldeki gibi temkınlı belkıde bır parça korkarak oynamaya başlarlarsa bu kez İngilizler Rusların yaamadığını yapacaktır.Modric ve Rakıtıc ıkılısının bıraz daha agırlıgını hıssetmemız gerektiğini düşünüyorum.
İngilizler ise gerçekten beklenmedik şekilde birlikte ve takım olabilmeyi başarabilmiş görünüyor.Takım halınde hareket edıyor ve blokları bırbırıne yakın tutmaya çalışıyorlar.Görülmemiş bir duran to yüzdesiyle oynadıklarını hatırlatalım.Buraya gelmelerinde en büyük etken bu oldu.Tabi birde ingiliz basınında okuduğumuz kadarıyla takımdaki harika arkadaşlık.Soyunma odasından tutun yatak odaarına kadar he birlikte hareket eden ve eğlenen bir takımla karşı karşıyayız.Sanıyorum ilk yarısı berabere bitecek olan ve yine duran topların sonucu belırleyecegı bır maç olacak.
Son Olarak
Bayrağımızı oraya götüren Cüneyt Hoca! Yarı finalde Hırvatistan-İngiltere maçını yönetecek.Allah yardımcısı olsun.Seyir zevkimiz bol olsun.Darısı Finale!
İlker Arsal Kaplan
