Amerikan vari yaşam tarzımızda giren yeni bir kavram gizli tanık,.
Yakında adli mekanizma içerisine yenilik adı altında hakimi daha pasifize edelim diye talepler gelirse de kimse şaşırmasın.
Savunma hakkını kısıtlayan,idarenin emir ve direktifi altına girmeye hazır, savcı davranışından öte sadece kolluk amiri gibi davranmaya çalışan,yargının kamu adına davranan unsuru KILIÇ gibi HUKUK İDE sinin üzerinde sallanmaktadır.
Örgütlü suçlarda,suçun ortaya çıkarılması için öngörülmüş bir yöntemse de sakıncal ı bir yöntem olduğu,Türk siyasetinin 2010 lu yıllarda bu kılıçı nasıl acımasızca kullandığı sadece düşünen insanları içeri tıkarken ki muazzamlığında gözükmektedir.
Oysa tanığın korunması ayrı bir kavram gizli tanık ayrı bir kavramdır. Kamu adına hareket eden ve kamu adına hareket ettiği için şüpheli lehine ve aleyhine de olsa delil toplamakla görevli ,Savcıların dahi kolluk güçlerine talimatla suç delilleri oluşturulsun denildiği bir ülkede GİZLİ TANIK uygulamasının nerelere kadar gidebileceğini varın siz düşünün.
Kaldı ki medeniyetler ittifakı denilirken hırıstıyan özellikleri taşıyan yargılama yöntemleri davacının sağ da yer alması, yemin edilirken ayağa kalkılması, hakimin üstte yer alması gibi seronomik davranışların dahi hükümetin gözüne battığı da ayrı bir gerçektir.
Anayasa madde 36 da Hak arama hürriyeti
Madde 36 – Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
Demiştir.
Bu durumda doğal yargı kuralı gereği özel yetkili mahkeme adı altında suçun işlendiği yerden başka bir yerde yargılanmak kanuna ve anayasa ya aykırıdır.
(7/6/2011 de yazılan bir yazı)
