Müfettiş, İdari işlem yapan kişidir.
Adliye Müfettişi de olsa sonuç değişmez
Yargı Bağımsızlığından bahsederken Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna bakan ve müsteşarın tabi üye olması ,ÖZERK BÜTÇESİNİN OLMAMASI,Hakim aday alımında etkisiz olması,yargı bagımsızlığı açısından eşyanın tabiatına aykırıdır.
Bakanlığı baglı Teftiş kurulu ile hakimlerin denetlenmesi ve bu denetlenme esnasında yapılan soruşturmalar da,inceleme konusu yapılan hakimi gelip mübaşirden soruşturdukları da bir vakıa dır.Ast üst hakkında ne der? Al sana yargı bagımsızlığı…
1989 lu yıllarda Elazıg ın -Maden ilçesinde Hakim olarak görev yapan birisi vardı. Ruhsatsız silah taşımadan beraat veriyor,. diye Elazığ başsavcılığının dikkatini çekiyor.(- Elazığ nazik bir bölge ve PKK etkin olmak için çaba sarfediyor-)Numarası alınmış paralarla sivil polis içeri giriyor.Gazete ye sarılı para sehpa üzerinde iken rüşvet ve irtikaptan 6 sene ceza…Al sana yargı bağımsızlığı.
Böyle bir şey olamaz demeyin Türkiye de Nasreddin Hoca misali demokratikleşme açılımı derken cezaevlerini otelleştirdiler,iktisadi kuruluşları özelleştirdiler.
Ama aynı kaynağı yetiştirme yurtlarına aktarmayarak, yetiştirme yurtlarının taciz yuvaları haline gelmesine adeta yol verdiler.
Yada demokratikleşirken,Siyasi Partiler yasasını değiştirmeyip,lider sultasını güçlendiren delege ve naylon delege sistemini korumayı demokratikleştirme diye yutturmayı marifet saydılar.Siyasi partiler yasası değişmedikten sonra açılım denen laf,sadece laf-ü güzaftır.
Yine kürtçe TV yi yayına sokup,milli hava verilen erovizyon şarkı yarışmasına ingilizce şarkı ile girmekde ayrı bir komedi konusudur.
Nerde kaldı hukukun üstünlüğü..?
Nerede kaldı yargı bagımsızlığı.?
Hukuk üstün olmadıktan kerli yargı bagımsızlığı vucut bulmadıktn sonra demokratikleşme adı sadece yürütmenin kendine hareket sahası açması manasına gelir.
Suçluların elini kolunu salllayarakdolaştığı Türkiye de, Nasreddin Hocanın bir fıkrası var herkes bilir öz olarak
” Nasreddin Hoca köye döndüğünde; köylüler sorar;
– Şehir nasıl dı hocam ?Hoca cevaben,
– bizim köy daha güzel,şehirde köpekleri salmışlar,taşları baglamışlar” der.r
Ve lütfen hukukçu kimliğini taşıyan herkes 3 erkten biri olan sadece YARGI nın millet adına hareket ettiğini ve her şekilde telkin in baskı olduğunu kabul etmelidir.
Yukarıdaki örneklemelerde idarenin her zaman iki yüzü olduğunu ve duruma göre değiştiğini ,ama hukukun her zaman tek yüzü olduğu ve dogrudan yana olduğunu unutmaması gerekir.
Yoksa iki yüzlü hukuk ne kanun koyucuya, ne kanun uygulayıcıya nede millete fayda sağlar.
