Bir hastalık var diyelim ,duygu yoksunluğu kimisi vicdansızlık da diyebilir Tepkisizlik mi desek ?
Aleksitimi kavramı size Avrupa’dan transfer bir futbolcu adını ya da yeni bir diyet metodunu çağrıştırabilir. Ama yanılıyorsunuz. Aleksitimi, kişilerin kendi ve diğer insanların hislerini algılama yetisinden yoksun olmasına deniyor. Türkçe tıbbi karşılığı ise “Duygusal Sağırlık”. Örneğin, eşinizin ya da sevgilinizin özünde iyi bir insan olduğunu ve size önem verdiğini bildiğiniz halde, duygularınızı paylaşırken yeterince anlaşılamadığınız hissine kapılıyorsanız, duygusal yoğunluğunuzun karşılığını alamıyorsanız, ‘Aleksitimi’ kavramını tanımanızda yarar olabilir.
Ne dersek diyelim ,bunlardan Birisini söylediğimizde bir rahatsızlık olduğunu anlıyoruz
Ailenizde, arkadaşlarınız arasında veya çevrenizde yaşanan olaylara, olmasını düşündüğünüzden çok daha az tepki veren insanları düşünün. Kiminin güldüğünü bile çok az gördünüz, belki ağladıklarını hiç görmediniz. Çok önemli bir sınava girerken heyecanlanmadıklarını, mutlu bir haberin onları mutlu etmediğini, sizi özlemediklerini, sevgilerini belli edemediklerini… Bu duyguları oldukça az yaşadıklarını düşünün. Hatta bazen hiç yaşayamadıklarını.
Aleksitimi, tarihsel açıdan 1970 yıllarında farkına varılan bir duygusal sağırlık durumu. Terim ilk kez 1973 yılında psikoterapist Peter Sifneos tarafından üretildi.
Aleksitimik kişiler duyguları için sözleri olmayan kişilerdir. Yaşadıkları duyguyu tanımlamakta zorlanan, bunu kelimelere dökemeyen bu kişiler bazı hisleri hiç hissetmemiş bile olabilir. Eski Yunancada “Alexo” kovmak, “thumos” duygu, ruh, düşünce anlamlarına geliyor. Şöyle de denebilir; duyguyu kovmak.
Önceleri sorunun yalnızca hissedilen duyguları dile getirememek olduğu düşünülüyordu. Ancak bazı kişilerin gerçekten de bazı duygulardan haberdar olmadıkları tıbbi olarak açıklandı. Beynin singulat korteksi, duyguların beyindeki çözümlenmesini bu kişilerde etkisiz hale getiriyor. Yani kişi midesinde bir baskı hissediyor ancak buna sebep olan şeyin gerginlik, stres veya heyecan olduğunu bilmiyor.
Genetik faktörlerin yanında, bireyin yetiştiği ortam, yetiştiriliş tarzı hatta eğitim düzeyi bile aleksitimiyi etkiliyor. Tam olarak neyin sebep olduğu ise bilinmiyor.
Aleksitimi kadınlarda erkeklere oranla daha az görülüyor.
Fiziksel olarak belirtilerini görmek de mümkün. Aleksitimik kişiler duygularını tanımlayamadıkları için duygusal çatışmaları bedenlerine yansıyor. Vücutta sürekli ve yaygın olarak görülen ağrılar, mide belirtileri, huzursuz bağırsaklar.
Bu elbette tedavisi mümkün olmayan bir durum değil. Psikoterapi bu tanının konulduğu kişilere yardım edebiliyor.
