2008 krizinden sonra dönemin Başbakanı David Cameron, “Hepimiz bu krizin içindeyiz” diyerek, bütçelerde kesinti üzerine kesinti yapmıştı. Bu kesintilerden NHS de payına düşeni aldı. İki sefer resesyona giren İngiltere ekonomisi, krizden iki yıl sonra büyümesine rağmen kesintiler devam etti.
Sermayedarlar kârlarına kâr kattı ama işçi ve emekçilerin maaşlarına zam yapılmadı ve servislere de yeterince bütçe ayrılmadı. Bu politika hâlâ devam ediyor.
Sermaye kesiminin daha fazla yatırım yapması için gelir vergisi düşürülürken, halkın yararlandığı hizmetlerden ise kesintiler sürdürüldü.
İmalat sektörü rakamları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Buna göre 2017 yılının ilk iki çeyreğinde imalatta yüzde 0.3 artış sağlanırken, üçüncü çeyreğinde yüzde 0.4 ve dördüncü çeyreğinde de yüzde 0.6 büyüme gerçekleşti.
Bu büyümeyi hükümetin bir başarısı olarak sunan Muhafazar Parti Başbakanı Therese May, kamu hizmetlerinde kesintiden ise geri adım atmadı.
‘HALKIN SAĞLIĞIYLA OYNANIYOR’
Hükümet, 2022-2023 yılına kadar NHS bütçesinin 133 milyar sterlin olacağını açıkladı. Bu açıklamaya tepki gösteren sağlık örgütleri, rakamın en az 153 milyar olması gerektiğini söylüyor.
Bütçenin 20 milyar sterliniyle ek hastaneler yapılacağı ve ek sağlık personeli alınacağını belirten tabip odası, doktor ve hemşirelerin uzun çalışma saatlerinden dolayı ülkeyi terk ederek başka ülkelerde çalıştığına dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz yıl boyunca 5 kez greve çıkan sağlık emekçileri, tüm bu sorunlara dikkat çekmişlerdi.
Hemşireler defalarca gösteri ve yürüyüşler yaparak sağlık alanındaki kısıtlamalara ve ücret kesintilerine tepki göstermiş ve “Hemşireler, doktorlar ağaçta yetişmiyor” sloganları ile hükümeti uyarmışlardı.
2016 yılının ocak ayından itibaren eylemler yapan sağlık çalışanları, hükümetin sağlık politikalarının geleceği noktayı o zamandan açıklamışlardı.