Off..!
Erkek olmak ,ne kadar zor…
Canın istediğinde bulamazsın, buldugunda yapamazsın , yaptığın da bahstsızsan basına gelmeyen kalmaz…
Soğuk uzun kış gecelerinden birisiydi.
Bomonti de bir Tanya vardı.
Evi güzel residans dairesi tüm konforu var…
Tanya’nın evi ni dergah gibi kullanan müptezeller arasında bende vardım.
Kadın, kamu hizmeti veriyor ama vergi dışı.Maliyeci yakalasa bile ceza yazmaz .Yazsa kagıt tutmaz .Tutsa o kagıdı kımse okuyamaz.
Onun adı Tanya…
O Tanya öyle bir kadın ki bakmaya kıyamazsın…
İnce kıvrımlı bir beden..
Bel dediğin tam bir aslan beli ince belli çay bardağı tutarken incinirsin..
Ya siyah saçlar..Gece gibi kıvrım kıvrım,omuzlarına iniyor merınos kuzusu gibi kucağından indirmeden sevesin geliyor..
O gözler, yan yatmış badem gibi içinde zift karası bir çift zeytin ama değdiği yeri yakıyor.Aşık olmam diyen nice çapkının vurgun yediği yer..
Tanya nın trafiği öyle yoğun ki Mecidiyeköy Köprü girişi zannedersin .
Güzel bir kadın kendine ancak bu kadar değer vermez. para kazanacağım diye kendisine verilen güzelliğin kıymetini bilmiyor..
Acaba ben mi farklı düşünüyorum ?Diye orada geliş gidişlerde kurdugumuz arkadaşlıklar da geyik yaparken çoğunun benim gibi vurgun yemiş sersemleşmiş gözleri hiçbir şey görmediğin fark ettim….
Bazı kadınlar böyle dir. Allah her şeyi verir ama bahtı kara ise yapacak bir şey yoktur..
İnceden bir meyhane havası eşliğinde,kurduğu sofranın başında,getirdiğim etlerden çeşit yapmış evde var olan soğuk mezelerden bir sofra kurmuş ki zannedersin 5 yıldızlı otel konforu…Takip eden zaman da bir sevişir zaten o an baska müşteri almaz .O an sadece kendisi ve sen varsındır..Aslında o anı kendisi yarattığı için yaşadıgı da kendisine ait andır..İşini zevkle yapar. Tanya nın benı tanıyıp hoşlandıgını bilene kadar yedırıp içirip harcadıgımı sadece ben bilirim bir de bu sebeple evde yokluk ceken ailem bilir..
Belkı de bu kadının naifliği ve sofrası güzelliğine güzellik katıyor..
Beni bekleyen evde beş çocuk var .Hiç birisini anneleri ile birlikte gözüm görmüyor İlla da Tanya..Bben de öyle baglandım kadına ..
Alacağım karıyı ama Tanya her fahişe gibi anı yaşıyor..
Yanımdayken kulum, köpeğim ayrıldıktan sonra ertesi günü telefonu açıyor”- sen kimsin ” dediğinde tüm dünyam yıkılıyor.
Biliyorum yanında bir başkası var ve bu sefer ona naiflik sergiliyor ve bu sefer onun la o anı yaşıyor…
Tanya,keyif yapacağı zamanı kollar..
Seni beğenirse sanki kırk yıllık kocasıymışsın gibi evini sana acar..Seninle beraber harbi içer asla içermiş gibi yapmaz. Ama beğenmediyse de seni fiyatını 5 e katlar işini çabuk bitirir ama seni kırmadan öyle bir eller ki sen çıktığında o beşi verdiğin için 5 hafta kendine gelemezsin..
Yine böyle yoğun trafikli bir günde kara gözlümün hazırladığı aşk sofrasında mezelerimizi yiyor rakılarımız tokuşturuyoruz..
Buz olmadan asla ve tek başına içemediğim rakı bile bana Tanya nın yanında şerbet gibi geliyor.
Onun öyle okşayan kadife gibi sesi bile beni benden alıyor.. Evdeki karıya öyle davransam belki ev içi şartlarımda daha düzelecek ama bu kadın başka…Zalimsen seni alim yapıyor..Kabaysan öyle kibar hale geçiyorsun ki evde karın seni tanımaz..Ulan bu benim herif mi der…Kuaför e gideceğim gel al beni der iki elin kanda olsa atlar gider kuaföre getirirsin. Karın arasa ”-ne var” der cevabını almadan telefonu kaparsın ama bu orospular da öyle bir büyü var ki ne kabayı bile melek haline getirip hayır dedirtmiyor benim diyen erkeğe …
Genel de Param yok ama kadın beni anlamadıgım şekli ile seviyor.Altı üstü bir pazarlamacıyım ..Yolluk ,harcırah ve primlerle elime işler iyi olursa para geçiyor ama bereketi yok..
Karıyı boşayacağım alacağım seni diyorum ama hiç olmadıgı kadar gerçekçi oluyor o anda ” hayır ”diyor..
Aşkımı biliyor ,inkar etmiyor ama dizginlenmiyor da ilk başlarda orospuluğu zor geliyordu..
Ama aşk gözümü öyle kör ediyor kı gözüm görmedikten sonra onun sadece çalıştığını biliyorum…
Rezillikte sınır yok.
Bir gün ben içeri girdiğimde içerden sarhoş kafa ile birisi çıktı..Bende ,hazır sofraya denk geldim…
İnceden içmeye başladık.
Kadını konuşmadan seyretmek bile keyf veriyor…
Geldiğimde,hafif içkili olduğu için benle birlikte rakıları duble almaya başladı .
İkinci kadehten sonra devrildi…Tam saat gecenin birine geliyordu. Telefonu çaldı zorla telefona bakan kadın birden bire dirili verdi.
”-Çabuk hazırlan gidiyorsun” dedi..İyi bir müşterisi varmış şehir dışından geliyor dedi. 500 dolar bin dolar veriyormuş.
Benden alacağı maksimum 100 dolar ..Bu orospular zaten kolayına orospu olmuyor diye düşünüyorum..
Ama kızamıyorum da param yok..Kadın beni görmüyor montumu, pantolonumu elime verdi.
”- çabuk” diyor…
Lahavle çekerekten ayaklarıma geçirdiğim pantolanla kapının önünde ayakkabımı arıyorum Ulan ayakkabı yok daha yeni almıştım kundura 190 TL para saymıştım..
Benden önceki sarhoş piç benim ayakkabıları terslmeye giyip gitmiş mecbur postal gibi eskı ayakkabıyı ayağıma geçirdim 18 kattan aşağı iniyorum
Yine asansör bozuk içimden de kıs kıs gülüyorum..”-Gelen ibne ” diyorum şimdi 18 katı yürüyerek cıkacak diye düşünüyorum …
5-6 dakika sonra zemine geldiğimde jilet gibi giyiminden zengin olduğu belli 50 yaşlarında kır saclı birisi beni görünce yüzünü diğer tarafa çeviriyor..
Ben içimden ”kıs kıs” gülüyorum..Sanki asansör intikamımı alıyor.
-”Asansör gelmez bilader,bozuk” diyorum
Adam puflayarak yukarı çıkıyor..Yarım saat dışardan baykuş gibi evi gözlüyorum buz gibi soğuğu içime cekiyorum . Orospuya bak diyorum iki dakıka da ”sattı benı” diyorum ”orospu söz tutar mı lan göt” diyorum,kendi kendime küfürler ediyorum.
Işıkların söndüğünü görünce gidip evi basayım diye içinden geçiriyorum .Sonra Kös kös eski ayakkabılarla yürümeye başlıyorum, gecenin 01,30 u taksi de geçmiyor…Yarın ki çocuklara vereceğim okul harçlığını düşünüyorum taksiye binmekten vazgeçiyorum..
Metrobüse doğru tabanvayla yürümeye devam..
Ayakkabım çalınmış,alem yarım kalmış ama bunda da bir hayır var..Metrobüse kadar yeni ayakkabı ile yürüsem zaten hafifden ayağıma vuruyordu. Yürüyemeyecektim.
Bomonti den aheste cektim kürekleri Halasgar gazi caddesinden yürüyerek çağlayan daki metrobüs duraklarına geldim…
Gündüz adam atamadıgın caddeler ve kaldırımlardaki boşluk da hoşuma gidiyor,yani..Yürümek iyi geldi biraz daha kendime geldim şimdi Tanya yı düşündüğümde bir irkiliyorum sımdı başkasının kollarında diyorum kendimden midem bulanıyor . Sonra evi düşünüyorum eve gidince ”dır seronomisi” beni bekliyor..
Ayvansaray durağında inmem lazım ama kafam yerinde değil birinci metrobus turunu tamamladığımda bir buçuk saat geçmişti..Beylikdüzü son durakda bu sefer dönüş seferine atladım içerisi zaten sıcak yarı uyuklayıp yarı benım gibi kafası dumanlı gece kuşlarını izleyerek ” ulan bu şehrin insanları hiç uyumuyor galiba” diye düşünerek omuzlarıma birisi dokunuyor baktım sofor beni durtuyor
”-son durak beyefendi” diyor…Yüzümü avuçluyorum
”-pardon” diyorum kendime gelmeye calışırken aşağıya indiğimde ayazı iliklerimde hissediyorum
”-Ulan bir kaçamak yapacaktık Onu bile beceremedin” diyorum.Şeytana lanet derken elini koklayan birisi yanıma geldi
”-sigara ver” dedi.
”-Sigara içmiyorum” dedim
Adam başladı söylenmeye..Ben menzilinden çıkmaya calısıyorum..
”-şimdi manita gitti ,yeni ayakkabıyı çaldırdık,bozuk asansör diye 18 kat aşağı yürüdüm bir de bıçakla deriyi deldirtmeyeyim” diyorum
Taksiye vereceğim paranın 10 tl sini uzattım
”-al kendine bir cıgara” dedim adama..Adam sankı kırk yıllık cami müezzini gibi bir dualar”- ulan yanlış yaptım” dedim…Sonra para nın kirli yüzünün aydınlık şeklini en bitik tiner koklayan adamda fahişelik yapan kadın da gördüğümü fark ettim…
Mideme kramplar giriyor ama yiyecek bir şey yok..Diğer tura binmeyeyim diye yarım saat daha beklememk için metrobüs e tekrar atlıyorum…Sabah da gelmek üzere saat 6 yı devirmiş durumda ama ben işe gitmek zorundayım eve gitsem kavga gürültü yatsam kalkamayacağım en iyisi Mecidiyeköy de inerim diyorum orada simit çi den karnımı doyurur işe geçerim diye plan yaparken zırzır telefon öttü…Kara gözlüm beni arıyor.
Şaşırıyorum
”-ulan sabahın seherinde bu karı niye beni arasın ”diyorum ağlayarak
”- cabuk gel ”diyor
”-Ne oldu” demeye kalmadı polis telsiz seslerini duyunca doğru tanya nın yanına evine gitme plaına döndüm..
Çalınan ayakkabımı elımden manıtamın alınması,18 kat aşağı yürümek ,gecenin ayazını çekip yürümenin,zorunlu metrobüs seyahat ızdırabını unuttum .
Ağlayan tanya nın sesi kulaklarımdan gıtmıyor…Mecidyeköy durağında indim Taksi işaretle geldi yarım saat içinde Tanya nın evindeydim..
Manitamı elimden alan adam ,evden ayrılacağı zaman Tanya ya parasını verecek elini cüzdanına atıyor cüzdan yok oraya buraya dıye bakarken en kolay harcanan tanya oluyor ve polisi cağırıyor..
Arastırılıyor ama evde cüzdan yok..İfadeler için karakola gidildiğinde en son evden benım çıktığım da kayıtlara girince yandı gülüm keten helva..Tarafı olmadıgım bir işin tarafı haline dönüşüyorum.
Adamı talep ve şikayetleri, Tanya nın savunması ve adamdan ucretii alamadaıgı için hırçınlığı ve iftiraya ugramanın yarattığı yılgınlık ve benım tarafım olmadığım bır dava ile ilişkilendirilmemin acısını daha sonra yaşadım.
Şehir dışına pazarlama için gittiğimde benimde şüpheli sıfatı ile yer aldığım kamu davası açıldığına dair iddianame geldiğinde eşim tüm olayları içerikleri ile beraber yer alan iddianameyi okumuş ve çocukları alarak memlekete ailesinin yanına döndü.
Oradan açtığı açtığı boşanma davası ile arık mahkeme manyağı olmuştum.
Hem karıdan oldum.
Hem ayakkabım gitti .
Hem de yuvam dağıldı
O zaman dan beri gayrı meşruyu bıraktım..Aklıma Tanya geldıkce yüreğim hafiften sızlıyor ama orospu orospulukdan vazgeçmez biliyorum..
O gece yasadıklarım bir kac hayat okulnu bitirmeme sebep oldu
YAZAN HALO….
