Hakim/im
Doğaya hakimim…
Dosyama hakimim…
Kendime hakimim….
Bir hakim yargılama faaliyetinde karar süjesidir..Hukuk davasında önüne pirinç getirirsin şeker getirirsin süt getirirsin sütlaç yapar…Tuz getirirsin pilav yapar..Ceza hakimi ise süt getir istersen sütü yapanı getir aynı inek den çıktığını ispat edemezsen sütlaç mı pilav mı olduğuna sen de anlayamazsın..
Savcı mı üstün hakim mi üstün gibi tabana indikçe basitleşen ve sıkça sorulan sorulardan birisidir.Astlık üstlük ilişkisinin olmadığını elli kere de anlatsan önceden sorduğu kişiyi sonra dan görse aynı soruyu sıkılmadan sorarlar bir de sıkılma dan dinlerler….
Astlık üstlük ilişkisinin sokaktaki vatandaş sorusu da olsa bir kısım makam dakilerin de sorunu olduğunu görüyoruz..
Ahmet Cevdet Paşa nın eseri mecelle kanunu 1792. maddesinde hakimin vasıfları şu şekilde sayılmıştır: “hâkim; hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn olmalıdır.”( hakim; bilgin, zeki, doğru, güvenilir, vakar sahibi, sağlam olmalıdır.)
Basına yansıyan dünkü haber ler de İstanbul da geçiş üstünlüğü sebeb ile tartıştığı ve sadece 30 saniye el kol hareketi bir şoförün dünyasını kararttı..Savcı olduğu öğrenilen kişinin şikayeti üzerine ticari araç sürücüsü geceyi nezarette geçirmiş sulh ceza hakimiğine sevkle tutuklanmış,ehliyetine el konulmuş ve ticari araç sürücüsü ekmeğine yargı eliyle soruşturma asamasında engel olunmuş ve fakat daha sonra Allahtan yine hakim eliyle itirazen durum biraz daha hafifletilmiştir. Tutukluluk şartları meraklısı için CMK 100 de yer almaktadır
‘’Benim kim olduğumu biliyor musun ?’’sorusunu maazallah melekler soruyor olsa idi Azrail in dışın da kimse kalmazdı…Ne melek şiirleri ne de peygamberlere aracılık eden melekler olurdu..
Birkaç Yaşanmış adli vakalardan örnekleyerek hakimin üstün değil ama en nitelikli özelliklere sahip olması gerekliliği ortaya çıkar…
-Amca yaşlı ama kurnaz 1960 lı yıllardan beri defalarca girdiği mahkemelerden antrenmanlı ..Kapattığı hazine ve orman arazilerini anlatıyor. Orman davasından yargılanıyor hakimin sorularını ikinci defa tekrarlatarak zararsız ihtiyar modeli çiziyor Aradan geçen zaman da hakim emekli olup evine dönüğünde yaşlı amca torunları yerin de ki çocuklara Sarıyer deki araziyi nasıl kapatıp,orman idaresine kendine ceza kestirip, orman suçundan yırttığını söylediğinde hakimin iyiniyeti onun fehim olma özelliğini ortadan kaldırmışdı..Emekli maaşına talim ederken yaşlı modelli amca birkaç milyon dolarlık arsanın sahibi olarak hakimi nasıl kandırdığını anılarında anlatırken bizim hakim muhtemelen iyi şartlarda yetiştirdiği yurt dışındaki çocuklarının özlemi ile bir alzaymır adayı olarak ölmediyse huzurevinde günlerini geçiriyordur.…
-Yine yaşanmış bir vaka olarak ,Dava konusu aklı melekeler ve müsrif yasam sebebi ile vesayet altına alınmak istenen baba.. sahit olarak dinlenen 40 yıl önce biten evliliğin kadın tarafı yeni atanan genç hakim dinliyor..Ana yüreği şahit ağlayarak konuşuyor, oğlunun hastalığından bahsederken askere gitmediğini kendisine bir şey olunca çocuğunun biçare ortada kalacağını ağlamaklı anlatıyor. Hakim duygusal ortam sebebi ile Kadının nüfuzuna girdi. Sorarken bile soruları 40 yıl önceki eşinin ,müsrif yaşam tarzına örnekleme yapıyor sorunun sonun a da de mi? Diye ekleyerek yönlendirici soru soruyor…40 yıl önce kocasını işsiz olduğu için boşadıgını memur olarak kendisine yakıştırmadığından ve bu sebeple de cocugun velayetinin kendisinde kaldığından kadın şahit bahsetmiyor…Mongol çocuğuna Vesayet davası açtırarak ikinci eşinden miras değen kocasına karşı 40 yaşındaki minik yavrucağını kullanırken ki tabirleri de hakim yiyorsa hakim ne müstakim ne fehim dir…Miras avcısının tuzağına düşen sadece bir avdır..
-Hakim yaptıkça öğrenende değildir. Aksine yaptıkca çevresine de öğretendir. Ne kaleme ne de kendisinden önce görev yapmış hakimin yada hakim abi ve ablalarının bilgisine muhtaçdır. Sorduğu an mekin ve metin olma özelliğini yitirmiş demektir. Soruyorsan yapmayacaksın evine döneceksin. Keşif de Sunulan çayı redet ama kararın nasıl yazılacağını kaleme sor,Yanın da staj yaptığın hakimi ara sor o zaman o çay reddi sadece seronomidir. ..Biz amerikayı keşfetmiyoruz.. Örnek mahkeme kararları yüksek mahkeme içtihatları var alıp onları okuyacaksın..Yoksa parmak da yüzük yapıp adamı çevirirler Hakim yerine tahliye yazıp imzalayan memurlar gördük. O zaman uyap yoktu ama uyap da kontrollü gitmezsen daha kolay teknoloji hırsızlarına herşey…
-Hakimler verdikleri kararla konuşur. Ama verme den önce de hep okurlar memleketi ben mi kurtaracağım demezler..Savcılarsa yaptıkları kamu adına lehe ve aleyhe olan tum iş ve işlemleri tesbitle konuşur..Avukat her ikisinin de düşmanı değil ama her iki tarafında avukatı var ve birisi haksız .Tarafları Dinlemek sıkıntı yaratmaz sadece tahlil yapma fırsatı verir ve gerçeğe götürür.. Bazen gerçek de olsa haklı olmaz. Dinle ama sadece diğer hakim ve savcı odalarında cay kahve sohbeti ile diğer meslekdaşını değil herkesi dinle yoksa odana kapanıp kaldıkça ben neymiş vehmine kapılır vakar olma özelliğini yitirirsin ..Vakurluk kendini beğenmişlik değil aksine nefsinle kendini beğenmemektir.
-Emin olmak en zordur. Hele bu zaman da emin insanken üzerine gelecek diplomat tarzlı zatlar hiçbir şeyken çok şeymiş gibi davranacaklar hamili kart yakınımdır izlenimi yaratırlar ama sen mühür sahibi olarak bu zokaların hiç birisini yutmayacaksın gerekirse telefon görüşmelerini bile açıp ahizeyi tutanakla gelen sesi kaydedeceksin ki kılıcı olan da öyle her sofraya saldırmasın. Emin olmak bir kere bozuldu mu diğer özelliklerinin hiçbir anlamı emin ol kalmaz..
Yukarıda anlatılanlar kadar cok konuşan değil çok dinleyen birisi zaten trafik de hiç konuşmaz.. Bir pavyona gidip hesap ödememeyi mesleğinin kendisine tanıdığı imtiyaz diye farzetmez. Bir avukatı hakir görmez.En adi söylemle bile karşılaşsa daha aşağılık söylem ve eylemlerin olduğunu bildiği için yasal müracaatlarını yapar ama nezaket dışı ikili dialoga girmez…
Çok yönlü ve sujeli mahkemenin,gerektirdiği sıfatlar sadece görev anında görev şartlarını taşıdığı sürece geçerliği olan sıfatlardır. B u sıfatları yetkili olduğumuz mahkeme sınırlarının dışında kullanmaya kalkarsak cübbe ile yatağa girmiş gibi oluruz…
Her gün Aynaya bakıp bakıp anam ne doğurmuş deyip kendimizi beğenmiş oluruz…
Gençlik makamların en büyük düşmanıdır. Kimse kendini harcamasın harcatmasın Hukuk her şeyden üstündür..
Lütfen yatağa girerken cübbenizi kullanmayınız…
