Aziz Atatürk’ün ebediyete yürüyüşünün 80 yıldönümü.
Onu her zamankinden daha büyük bir özlemle arıyor, minnetle anıyoruz.
Yazık ki ülkemizin manzarayı umumiyesi pek iç açıcı değil. Ama ümitsizliğe hakkımız yok.
“Elbet sabah olacaktır, sabah olur geceler.”
Ancak sabahı beklemek yerine geceyi aydınlatmaktır görevimiz.
Bu çabaya, çırayla, mumla, gemici feneriyle,gaz lambasıyla da olsa herkesin gücü ölçüsünde katılması gerektiğine inanıyorum.
Ve bu vatanı çok sevdiklerini iddia eden ve bu konuda samimi olanlara diyorum ki.
Şimdilerde milli mücadeleyi bir türlü hazmedemeyen, AB; ABD muhipleri, tıpkı dedeleri İngiliz muhipleri gibi Aziz Gazi Paşa’mıza ve onun hatırasına karşı düşmanlıklarını her fırsatta açıkça göstermeye başlamış olabilirler.
Kalemini işgal devletlerine satan Ali Kemallerin sayısı ,bugün dünkünden fazla ;Bu yüzden “Meçhul Asker” in, hatırası öksüz, sükutu derin olabilir.
Ama asla umutsuz değiliz. Bunu yapanlar unutmasınlar ki bu vatan, bu millet sahipsiz , bu gençlik öksüz değil.
Bir gün milletimizin beklediği rüzgar esecek, meçhul askerin toprağını bekleyen kahraman vatan evlatları, yerinden doğrulacak; bedenine, ruhuna vurulan prangaları parçalayarak ; “ vatan toprağını bir arsa olarak gören, parselleyip yerli yabancı demeden en iyi fiyatı verenlere satmayı “ devlet idaresi sananların yüzüne “Artık yeter! Şehitler tepesi boş değil.” diye haykıracak; Aziz Atatürk’ümüzün ve silah arkadaşlarının hatırasına ve emanetine sahip çıkacaktır.
Ne zaman mı?
“Kim bilir?Belki yarın belki yarından da yakın….”
Bakın Arif Nihat Asya ne diyor:
………
Şehitler tepesi boş değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgar bekliyor.
……………
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor! Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgar bekliyor!
…….
O rüzgar neden siz olmayasınız ki….
Salih ALTUN
