Dünyada ve ülkemizde yaşananlar, ortalama insanları etkilemese de düşünen beyinler için moral bozucu olabilir. Ama ben yine de umut doluyum ve geleceğe dönük hayallerim var.
*
Yurdumun insanlarının ” bizden sizden” ayrımı yapmadan “devlet malı, kul hakkı” demeden yiyenlerin, parmaklarını yalamak için bal tutanların; “Dilin kemiği yoktur, istediğin yöne bükülür, halk nasıl olsa kolay unutur.” diyerek akıllarına estiği, işlerine geldiği gibi konuşanların yüzüne: ” Hayır, bin kere hayır!” diye haykıracağı günleri hayal ediyorum.
*
Yüzde 98’inin Müslüman olmasıyla övündüğümüz bir toplumun bireylerinin, haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanlar değil, kınından yarısına kadar sıyrılmış kılıçlar olduğu günleri hayal ediyorum.
*
İlim adamlarının , sanatçıların, dalkavukluğu bıraktıkları ve öncelikle sevdiklerinden başlayarak çevrelerindeki insanların; -özellikle Tapduk Emre Dergahının kapısından eğri odun bile sokmayan Yunus Emre’yi dilinden düşürmeyenlerin, onu örnek aldığını söyleyenlerin- eğrilerini, “kılıçla demeyeyim de en azından sözle; olmazsa buğzederek (dışlayarak, soğuk davranarak)” doğrulttukları bir ülke hayal ediyorum.
*
“Bana benden olur her ne olursa,
Başım rahat eder, dilim durursa.”
diyenlerin değil;
*
“Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et.
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.”
diye haykıranların çoğunlukta olduğu,
*
Benimle aynı hayali paylaşanların çığ gibi büyüdüğü bir Türkiye hayal ediyorum.
*
Çok mu iyimser, çok mu hayalperestim yoksa…?
Salih ALTUN