Cumhurbaşkanı na hakaret suçundan yargılanan sanık hakkında beraat veren Hakim savcı avukat 30 bine yakın üyesi bulunan adalet. Org Kurucusu Hakim Aydın Başar Balıkesir Hakimliği den Zonguldak 1 yıl sonrada Erzurum HAKİMLİĞİNE tayini çıkmıştı.Balıkesir Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yaparken kendisini bizzat tanıma serefine nail oldum.. Bilgin ve araştırmacı yapısı nezaket dolu yapısı ile tüm meslekdasların adliye dışında babacan tavırları ile Aydın abisi dir.. Hukuk onun için hayatın olmazsa olmaz en üstün değer olduğunu ve buna göre de mesleğini severek icra ettiğini biliriz.
Kendi sitesinin mesleki bölümler kısmında HSK üyelerine açık mektup yazdı. Buna göre:
Sayın üyeler
Meslekte 25 yıl içersindeyim.Şu ana kadar 2010 yılı öncesi HSYK ,2010 sonrası HSYK,2014-2017 HSYK na doğrudan yazılar yazdım.Size şu ana kadar doğrudan bir mektup yazmadım.Gücenirseniz diye sizlere de yazmak istedim:).2010 öncesi HSYK nun Gaziantep de yaptığı bir toplantıda onlara “Tayin zamanlarında Ankara da oteller doluyormuş,tavassut illetini nasıl yok edeceksiniz” diye sormuştum.Salonda buz gibi bir hava esmişti.Sadece kadını erkek,erkeği kadın yapamayacak muktedir HSYK üyelerinden biri beni kendi çapında azarlamaya çalışmıştı.Bir diğeri de “Hakim bey otelde sana da yer buluruz” diyerek şaka yollu sorumu geçiştirmişti.Ve 2010 HSYK içinde yazmıştım.Tayinler için,kumbascılar tarafından notları düşürülüp tayin edilen,sürülen meslektaşlarımız için.Ve hatta daha önceden sizin oturduğunuz koltuklarda oturmuş bir meslektaşıma 28 şubat zamanında,eşinin başörtüsünü mesleki istikbalin,korkun için açarsan senle arkadaşlığı keserim demiştim.Kardeşim dediğim eşinin başını korkusundan açmadı ve benim arkadaşım olarak kaldı.Adam olmak,dünya görüşü ve siyasi görüşü ile paralel bir şey değildi.Adam olmak hangi düşünceden olursa olsun insan olmakla ilgiliydi.O zamanlar adalet.org olmadığı için bunu tabiî ki aleni bir ortamda o zamanın HSYK na yazamamıştım.
Sayın üyeler
2014 seçiminde bende sizin oturduğunuz koltuklara aday olmuştum.Ama şunu demiştim. Ben üye olduğum Yarsav’ın ve Yargıda birliğin son adayıyım demiştim.Yüreğimde bağımsızlık ülküsü ve karşıt bir tarafta kendimi tanımlayamamaktan kaynaklanan tarafsızlık düşüncesi nedeniyle bağımsız aday oldum.Hem 2010 yılında ve hem 2014 yılında.2014 yılında yukarda bahsettiğim meslektaşım ve yargıda birlikten üye olan bazı üyeler adına tanıdığım kadar referans oldum.Doğru bildiğim yerde hiçbir şeyin hesabını yapmadım.Kendi aleyhime olsa bile.Ancak yanlış olduğunu düşündüğüm bazı konularda onları eleştirmekten de geri durmadım.
Sayın üyeler
Şu 25 yıllık mesleki yaşamımda hep mesleğimin bağımsızlığını ve tarafsızlığını savundum.Adalet yoksa özgürlük yoktur.Adalet yoksa demokrasi yoktur.Adalet yoksa devlet yoktur.Adalet yoksa insan yoktur.Düşünceleri yaşam felsefem oldu.Bu nedenle üzerinde cübbe olan hakim ve savcıların vicdanı hür ve kimseye bağlı olmayan yalnız adalet hedefinde devlet ve millet sadakatiyle görev yapmalarını savundum.Benim ekmeğimi devlet verdi,başkası vermedi.Düşüncem nedeniyle kendi meslektaşlarımın bir kısmı hele bir dönem toplu hareket eden üzerinde sadece cübbe olanların saldırılarına uğradım.
Mesleğe başladığımız da tek ülkümüz,bağımsız ve tarafsız bir hakim olmaktı.Ancak bilmediğimiz ve sonra farkına vardığımız gerçekler,bizim saf insanlar olduğumuzu ortaya çıkardı.Hesapsızdık,bir ajandamız yoktu,ancak bu meslekte hesaplılarla karşılaştık.Cübbesini, emrinde olduğu tarikata tahsis edenlerle.Kimsenin günahına giremem.Hangisi cübbesini sattı bilemem.Ama bizden farklıydılar.Bizim tarikatımız devlet, kurallarımız kanundu.Onların başkaydı.
Yaşanananlara biz neden olmadık.Bu kişileri mesleğe biz almadık.İlk önce kahraman ilan edilip,sonra hain edilen bu kişilerin egemen olduğu yargıdan biz zarar gördük.Mesleki barış ve güven bozuldu.İnsan travmaları yaşadık.Herkes birbirine güvensizlikle bakmaya başladı.Yargı savaş alanına dönüştü.Ve sonucu hepimiz biliyoruz.Bu süreç içersinde mağdur olanların tez zamanda adaletlerine kavuşmalarını dilerim.Cübbesine ihanet edenlerin ise bedelini ödemesini isterim.Ama her şeyde hukuk ve adalet ilkesinin egemen olması şartıyla.İçinde zulüm olan sonuca adalet denilemez,adalet içinde zulüm olmayan hak duygusudur,hakkaniyet duygusudur
Bu gün yargıyı ,başkasından emir alanlardan temizledik diye öğünüyorsunuz.Peki kendi vicdanından başka hiçbir yerden emir almayanlardan temizlemekle nereye varacağınızı sanıyorsunuz.Yargıyı bir tarikat liderinden emir alan cemaat yargısından kurtardınız,bu bizim de emelimizdir.Ancak şunu bilin,Fetö cemaatinden kurtardınız ancak yargıyı korku cemaatine teslim ettiniz.Bu mesleğin üyeleri artık kendi meslekleri konusunda bile bir düşünce açıklamaktan korkuyorlar.Siyaset ile yargının buluştuğu bir dava da karar verirken kendilerini baskı altında hissediyorlar.
Sizlere göre biz neyiz ,tehlikeli adamlar mıyız.Düşünüp, bazen konuştuğumuz için,demokratik bir hakkımızı,mesleğe dair eleştirilerimizi sunduğumuz için.Size göre bizim siyasetimiz nedir.Biz neciyiz.Şu meslekte cübbemden başka ne üstüne ne altına başka bir şey giymedim.Milletimizin tek bir ferdini bile ayırmadık.Düşmanmıyız biz.Sıra bize mi geldi artık.Korku cemaatini tam anlamıyla yürürlüğe mi koydunuz.Vicdanen verdiğimiz bir karar da azıcık zülfüyare dokunsak,hakkımızda soruşturma açıp sürüyorsunuz.Dün yazdıklarımızdan cımbızla sözcükler çekip hakkımızda soruşturma açıyorsunuz.Ne olacak biz olmaz isek çok mu rahatlayacaksınız.Zaten sayılı sayıda olan bu renkleri soldurduğunuz da yargı sorunsuz bir alan mı olacak.Tek renkli yargı.Tasfiye edilen terör örgütü de benzer bir yargıyı özlüyordu.Siz demediniz mi,yargı cemaat yargısından kurtulduk dan sonra ,daha renkli özgür ve bağımsız olacak.Bu mu sizin bağımsızlık ve çok renklilik anlayışınız.
Sayın üyeler
Biz nasıl yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ülküsünde hareket etmemiz anayasal yükümlülüğümüz ve vicdan ve ayrıca millete olan bir borcumuz ise,koltuklarında oturduğunuz o kurul, yargı bağımsızlığının güvencesi,yargıçları ve savcıları güçlüler karşısında koruyacak HSK dur.Çaldıysak,sahtekarlık yaptıysak,millete ,devlete ve mesleğe ihanet ettiysek sizden bizi korumanızı isteyemeyiz.Ama farklıyız diye bize farklı bakmayınız.Bizi soruşturmalarla,sürgünlerle meşgul etmeyiniz.Kendi adıma şu andaki tek idealim batak olan bir mahkemeyi normal hale getirmek ve belki bu görevimi yerine getirdikten sonra cübbemi onurla asmaktır.Bizim işimizden ve mesleğimizden başka idealimiz yoktur.
Şunu biliniz ne dünün,ne bugünün ne de yarının iktidarlarına veya başka güçlere tabi olmadık ve olmayacağız bedeli ne olursa olsun..Sadece ve sadece milletin vicdanında kendimize yer buluruz.Adaletimizin ayrımcılığı yoktur.Bir gün size bile haksızlık yapıldığında vicdanımız susmaz.
Güç sizde,bizim gücümüz yüreğimizden bozulmadan gelen düşüncelerimizdir.Bilirim güç karşısında söylediğiniz sözler anlamsız ve adama bak karşımızda nasıl konuşuyor tepkisini ve daha ötesinde zarar verme düşüncesini de ortaya çıkarabilir.Doğrunun bedeli varsa o bedeli ödemekten de korkmuş değilim.Hakim adaylığından bugüne kadar vicdanım susmadı.
Biraz gülümseme ile sözümü ve yazımı bağlayayım.Bizler nesli yok olmakta olan hakim ve savcılarız.Bizi korumaya almanız gerekirken,yok etmeyin.Hiç yoktan,yarın bir gün bak bizde böyle hakim ve savcılar da var deme imkanından mahrum kalmazsınız.
Kumpasın,haksızlığın olmadığı,mesleki barışı ve adaleti egemen kıldığınız bir yargıyı inşa etmeniz dileğiyle ve ayrıca sorumluluğunuz olduğunu hatırlatarak asil olan makamlarınıza saygılarımı,vicdanlarınıza selamlarımı gönderiyorum. Aydın Başar Erzurum Hakimi