2025 yılında piyasaya çıkacak olan Bahsegel yeni kampanyalarla geliyor.

Kolay giriş için kullanıcılar Bahsegel adresine yöneliyor.

Türkiye’de lisanslı yapısıyla güven kazanan Bahsegel markası öne çıkıyor.

Gelecek yılki sürüm olan Paribahis yeni özelliklerle geliyor.

Güvenli yatırım yapmak isteyen kullanıcılar için paribahis güncel giriş vazgeçilmezdir.

Cep telefonlarından kolay erişim için Bahsegel oldukça tercih ediliyor.

Adres engellemelerini aşmak için Paribahis kritik önem taşıyor.

Adres engellemelerinden etkilenmemek için Bahsegel güncel giriş düzenli olarak takip edilmeli.

Ekstra kazanç için oyuncular virtual-museum.net seçeneklerini değerlendiriyor.

Hafta içi sürprizlerini değerlendirirken bütçe çizgimi ve Bettilt giriş oranlarını tutarlı tuttum.

Yüksek güvenlik önlemleriyle Bettilt kullanıcılarını korur.

Adres güncellemeleri düzenli takip edilerek bahsegel giriş üzerinden güvenli bağlantı kuruluyor.

Yeni nesil özelliklerle gelen https://movikv.com sürümü heyecan veriyor.

Yeni nesil özelliklerle gelen https://electbryancutler.com/ sürümü heyecan veriyor.

2025’te kullanıcı dostu tasarımıyla Bahsegel sürümü geliyor.

İngiltere de Müzede yanlış kata inen Türk Akademisyen tarihi çini hırsızlığını belgeleri ile çözdü

0
437

İngiltere’de müzede bindiği yanlış asansör tarihi aydınlattı

Hasan DEMİRBAŞ/ANTALYA, İNGİLTERE’nin başkenti Londra’da Victoria and Albert Müzesi’nde yanlış bindiği asansörle tarihi çinilerin bulunduğu depoya inen öğretim görevlisi Hayal Güleç, buradaki 44 eserin, Türkiye’deki tarihi yapılardan götürüldüğünü arşiv belgeleriyle tespit etti.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Öğretim Görevlisi Hayal Güleç, İngiltere’nin başkenti Londra’da bulunan Victoria and Albert Müzesi’nde yanlış asansöre bindi. Asansör, Güleç’i müzenin depolarına indirdi. Binlerce çini parçasını depoda gören Güleç, bunları incelemek için müze yetkililerinden izin istedi. İlk etapta izin alamayan Güleç, Türkiye’ye döndükten sonra da müzeyle yazışmalarını sürdürdü. 16’ncı yüzyıl çinilerini kendisine tez konusu seçen Güleç’in ısrarlı çabası sonucu müze, inceleme için izin verdi. Üniversiteden ödenek almadan iki farklı dönemde İngiltere’ye giden Hayal Güleç, tarihe ışık tutacak bilgilere ulaştı.
44 ESER TÜRKİYE TOPRAKLARINDAN
Hayal Güleç, 16’ncı yüzyıla ait, daha önce sergilenmemiş, depoda tutulan ve arşiv belgeleri olan çinileri inceledi. Depodaki Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait 67 çininin fotoğraflarını çekip bunları incelemeye alan Güleç, Türkiye topraklarında bulunan tarihi eserlerden sökülmüş 44 çiniyi arşiv belgeleriyle tespit etti.
FRANSA’DAN RESTORASYON İÇİN GETİRİLEN UZMAN GÖTÜRMÜŞ
Hayal Güleç’i ve bilim dünyasını en çok şaşırtan da Fransızca bir mektup oldu. Müze deposunda eserlerin geçmişini anlatan mektubu SDÜ’de danışman hocası Doç. Dr. Süreyya Eroğlu ile inceleyen Güleç, mektubun Bursa’da 1855 yılında meydana gelen deprem sonrası Bursa Yeşil Cami ve türbesinde oluşan hasarı onarması için 1863 yılında Ahmet Vefik Paşa tarafından görevlendirilen Fransız restorasyon uzmanı Leon Parville ile bağlantısını tespit etti.
MEKTUP, ESERLERİN GÖTÜRÜLDÜĞÜNÜ BELGELEDİ
Hayal Güleç, Parville’nin restorasyon işleri bittikten sonra bazı Osmanlı aydınlarında şüphe oluştuğuna yönelik bilgilerin var olduğunu söyledi. 1923 yılında Ahmet Haşim’in Parville’nin çinilerin bir kısmını götürdüğüne dair bir yazı yazdığını dile getiren Güleç, ancak bunu o dönem ispatlamanın mümkün olmadığını kaydetti. Mektubun arşiv belgelerinden çıkması ve tercüme edildikten sonra bu şüphelerin ortadan kalktığını kaydeden Güleç, “Fransızca mektubun Leon Parville’nin oğlu tarafından müzeye yazıldığı anlaşıldı. Babasının Asya topraklarından getirdiği bazı çinileri, özel oryantalist parçaları müzeye satmak istediğine yönelik bir belge olduğunu gördük. Belgenin devamında 67 parça çininin müzeye satıldığını fark ettik. Mektup, üzerinde durulan ama ispatlanamayan bir konuyu ispatlama şansı verdi” dedi.
TÜRKİYE’NİN FARKLI TARİHİ YAPILARININ ÇİNİLERİ MÜZEDE
Hayal Güleç, Parville’nin götürdüğü çiniler dışında, Topkapı Sarayı, Yeni Cami, Diyarbakır Sahabeler Türbesi’nden ve 16’ncı yüzyıl dönemine ait 4 camiden, Ermeni Katolik kilisesinden, Takkeci İbrahim Ağa Camisi’nden çinilerin de birbirinden farklı kişiler tarafından müzeye satıldığını gösteren arşiv belgeleri bulunduğunu söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kendisini çağırıp araştırması hakkında bilgi aldığını dile getiren Güleç, bakanlığın, çalışmasından sonra çinilerden haberdar olduğunu vurguladı.