12 EYLÜL 1980 İhtilalini yapanlar, “İhtilali olgunlaşması bekledik” derken, hergün onlara varan kardeş cinayetlerine neden göz yumduklarını da itiraf etmişlerdi..
Haksızlık bu ülke de kurumsal olarak, ihtilaller le bina edilmiş, ihmalerle de Cahillerin gözünde meşruiyet kazanmıştır..
Kamu içerisinde girip Hukuk dan ödün vermeyi kendilerine hak görenler, “anayasayı bir defa delmekle bir Şey olmaz” diyerek ihtilalciler tarafından çıkarılmış, Muhalefet siz saha da diledikleri gibi top koştırdular..
İhitlalin Babaları, cezaevlerinde anası ile ana dilinde konuşturulmayanlar, işkence ve kötü dışı muameleye tabi tutulanlar, karıştır barıştır zorlama politikası ile ilkelerinden ödün verenler topluluğunu HAK YİYENLER oluşturdu..
Hak yiyenler, kamusal alan diyerek, oğlunun diploma töreni ne sokulmayan, annenin hakkını ödeyebilirler mi?
Namaz kıldığı için irticacı denilen herhangi bir örgütle irtibatı olmayan subay astsubay ıhrac edilirken, evine götüremediği ekmeğin hakkını verebilirler mi?
28 şubatta, laik olmayan dinsiz uygulamalar, toplumun manevi yanını dumura uğratmış, 1999 Hukumet lerini kanlı reçeteleri ekonomik olarak milleti burnumdan soluyan bir Boğa döndermiş ve hükümet olanları, boğa %1oya düşürerek meclis dışımda bırakarak cezalamdırmış ve gömlek değiştirdik diyen tüm siyasal hayatları boyunca küçük azınlıkdan öteye gitmeyen gurubun önün muhalefetsizleştirerek iktidara getirmiştir..
Önceki “muhalefetsizleştirme” askeri yönetim zorlaması ile ortaya çıkarken, yeni dönem muhalefetsizleştirme bir kısım parti bileştrime iddiaları ile umutsuzluklara dönüşen, bilinçli hayal kırıklıklarının, sivillerin muhalefetsizleştirme çabası olduğunu ortaya çıkarmıştır..
Haksızlık yolsuzluk ve yoklukla mücadele edeceklerini söyleyerek bir dizi uygulamalarla, ülkenin kentlerini Topyekun, kasaba havasından modern kent görünümüne kavuştururken, duble yollarla aradaki mesafeyi ve yol konforunu da arttırarak iktidar da kronik olarak kalmayı başardılar..
Ne zaman a kadar bu sür git devam eder.. Hata yapılmadan hizmet üretilip, hakça adalete darbe vuruluncaya kadar devam ederdi..
Ama Güney Kore modeli 1950 lerdeki korumalı aile ticareti, Koruma alanlarından çıkıp her alana devrilmeye başlayınca hak için gelenler, bizzat haksızlıkların da müsebbibi olunca bu günkü kaypak sahne ortaya çıktı… Arkadaşlarından kopmuş arkalarından konuşulanlar, artık kendileri savunulmaya muhtaç hale dönüşmüştür..
Hak için gelenler hakka tecavüz ederek varlıklarını devam ettirmezler..Hz Ömer Adaleti deyip, hazret bu döver adaletine gerileyenler varlıklarını devam ettiremezler..
